BATI TRAKYA TÜRKLERİNİ HEDEF GÖSTERENLER KENDİ ÜLKELERİNE İYİLİK DEĞİL KÖTÜLÜK YAPMAKTADIRLAR
30.10.2017-15:40
Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’na ait kuruluşların ve bu kuruluşlarda görev yapan temsilcilerin son dönemde hedef haline getirildiğini endişeyle takip etmekteyiz.
Batı Trakya Türk Azınlığı’nın gündelik faaliyetlerde ve etkinliklerde bile, bazı çevreler tarafından “milli tehlike” olarak lanse edilmesi son dönemde büyük bir artış göstermektedir. Azınlık derneklerinin yaptığı her faaliyette, azınlık temsilcilerinin neredeyse tüm ziyaret ve temaslarında ülke çıkarları açısından “tehlike” ve “çekinceler” icat eden ve bunları basın aracılığıyla da yayan ve bu amaçla propaganda yapan odakların, bu gayretlerinin adeta “paranoya” boyutuna ulaştığı gözlemlenmektedir.
İskeçe Türk Birliği’ni ve diğer azınlık derneklerimizi yakından ilgilendiren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının Yunanistan tarafından uygulanmasını öngören yasanın geçtiğimiz günlerde mecliste kabul edilmesi sürecinde yine aynı “tehdit ve tehlike” algının ön planda olduğunu üzüntüyle takip ettik. Azınlık derneklerinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ışığında resmiyetlerinin iadesine imkan tanıyacak bir yasal düzenlemenin çarpıtılarak çok farklı bir boyut kazandırılarak mecliste onaylanması Batı Trakya Türklerinin hayal kırıklıklarına yenisini eklemiştir. Azınlık ile devlet arasındaki güven ortamına olumlu yönde bir katkı sunma fırsatı, Batı Trakya Türklerine karşı negatif yaklaşım nedeniyle, hatta mantıktan yoksun “tehdit ve tehlike” algısına kurban edilerek bir kez daha kaçırılmıştır. Azınlık toplumu bir kez daha hayal kırıklığıyla karşı karşıyadır. Batı Trakya Türk Toplumu’nun gasp edilmiş hakları için, inkar edilen kimliği için, yıllarca işgal edilmiş vakıf malları için, siyasi ve ekonomik hakları için verdiği mücadeleyi akamete uğratmak, bu amaçla hedef saptırmak ve azınlık toplumunu tüm ülke güvenliği için “tehdit” olarak göstermek, tarih bilincinden yoksun olduğunun bariz örneğidir. Herşeyden önce böyle bir gayret için propaganda makinası misali çalışmak komiktir! Batı Trakya Türkleri bugüne kadar verdiği bütün sınavları başarıyla geçmiştir. Azınlık insanının ülkesine bağlılığını sorgulamak hiç kimsenin haddine değildir! Dolayısıyla, Batı Trakya Müslüman Türk halkını sürekli hedef gösterme niyetinde olan çevreler bu gayretlerinden bir an önce vazgeçmelidir. Azınlık kurumlarımızın ve yöneticilerinin hedef gösterilmesine son örnek, İskeçe Türk Birliği yöneticilerinin, adını ilk kez duyuran “Yüksek Düzeyli Devriye Grubu” imzasıyla açıkça isimleri ve fotoğrafları yayınlanarak hedef gösterilmesidir. DEB Partisi olarak böyle bir olayı asla kabul etmediğimiz bir kez daha belirtmek isteriz. İskeçe Türk Birliği, diğer azınlık dernekleri gibi sadece azınlığımızın değil, tüm bölgenin en eski sivil toplum kuruluşlarından biri olarak bu bölgenin kültür ve sanatına her zaman pozitif yönde katkı yapan güzide bir kuruluşumuzdur. Hiç kimsenin azınlığın bu tarihi kuruluşunun başında olan yöneticilerini bu şekilde açık hedef haline getirme hakkına sahip değildir. Güvenlik güçlerini, yargı makamlarını ve tüm yetkilileri, İskeçe Türk Birliği yöneticilerini hedef gösteren bu olay üzerine gereken önlemleri almaya davet ediyoruz. Parti olarak daha önce de vurguladığımız gibi; Batı Trakya Türklerini hedef gösterenler, suçlayanlar, “öteki” olarak gösterenler, tehlike olarak algı yaratmaya çalışanlar bilmelidir ki; kendi ülkelerine iyilik değil, kötülük yapmaktadır!... Kendilerine “Yüksek Düzeyli Devriye Grubu” adını veren örgütün sözkonusu açıklamasında, DEB Partisi kurucusu ve ilk başkanı, liderimiz rahmetli Dr. Sadık Ahmet’in aracının parti genel merkezimizden çalınmasına ve ayrıca İskeçe Müftüsü Ahmet Mete’nin yakın çalışma arkadaşının kaçırılma olayına atıfta bulunduğunu ve bu eylemlerde “Trakya’nın Bekçileri” adlı örgüte yardımcı olduğu bilgisini vermesi, olaya başka boyut kazandırıyor. Bu bağlamda Dr. Sadık Ahmet’in kaza yaptığı ve hayatını kaybettiği aracın parti genel merkezimizden çalınmasıyla alakalı olarak ortaya çıkan yeni verilerle ilgili dosyayı güvenlik ve yargı makamlarının dikatine sunduğumuzu kamuoyuna duyururuz. Partimizin kurucusu Dr. Sadık Ahmet’in hayatını kaybettiği aracın çalınmasıyla ilgili yeni verilerin yetkili merciler tarafından dikkate alınmasını beklediğimizi vurgulamaz isteriz. Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın başta Lozan antlaşması olmak üzere, uluslararası ve ikili anlaşmalardan doğan haklarının iadesi ülkemiz Yunanistan’ın bir yükümlülüğüdür. Azınlığın bu uğurda verdiği mücadelenin şu veya bu kişi veya odaklar tarafından saptırılması ve azınlığın içi boş suçlama ve ithamlarla sindirilmesi hoşgörülemez. Sosyal Ağlar
|