Bu yılki eğitim yılı alışılmışın dışında olacak, yeni normalde çocuklarımız kalem ve kitapları dışında maskelerini de sınıf hayatlarına dahil etmek zorunda kalacaklar, yabancı ve zor bir süreç, fakat doğru yönlendirme ve biraz daha fazla sabırla ümit ediyorum ki her şey kontrol altında olacak.
Biz büyükler bugün okul sıralarında oturan küçüklerin geleceğimizin mimarları olduğunu düşünerek hareket etmemiz gerektiğini unutmamalıyız.
2020 dünyasında ülkedeki azınlık toplumu olarak keşke çift dilli eğitim yöntemlerini, gelişmiş eğitim metotlarını tartışıyor olsaydık ancak, ne yazık ki bu yılda gündemimiz kapatılan azınlık okullarımız, trajik bina sorunumuz gibi çağdışı ve haksız uygulamalar. Keşke azınlık çocukları ve velilerinin de yeni eğitim yılı başlangıcında ana kaygısı dersteki maske zorunluluğu olsaydı.
Umarım bir daha ki yıl her vatandaşın ana yasal haklarından biri olan eğitim alanında, ülke vatandaşı Batı Trakya Türkleri olarak böyle uygulamalara maruz kalmadan çok daha demokratik bir eğitim yılına başlarız.
Tüm olumsuzluklara rağmen umudumuzu yitirmemek gerekir diye düşünüyorum, bu söylediğime şöyle güncel bir örnek verebilirim; iki, üç gün önce gazetede bir Arnavut göçmen kızının Atina Üniversitesi Bilgisayar bölümünü hiçbir ek destek almadan birincilikle kazandığını okudum, Alviona Manço da ülkemizde yaşayan, çoğunluktan farklı olan bir genç kız, farklı olduğu için hem eğitim hem de günlük hayatında birçok faşist ve dışlayıcı algıyla karşılaşmış ancak her şeye ve herkese rağmen pes etmeden çok çalışarak büyük bir başarıya ulaşmış, dolayısıyla azim ve çalışmak hayati önem taşıyor, bu vesileyle hem Alviona’yı tebrik eder, hem de tüm öğrencilere öğretmenlere ve velilere başarılı ve sağlıklı bir eğitim yılı dilerim.