Değerli Batı Trakya Türk Azınlığı mensupları,

Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı 1923’ten bugüne hakları için mücadele veriyor. Dünya azınlıkları içinde en uysal azınlık olan azınlığımız yasalar çerçevesinde tüm demokratik kanalları kullanarak Lozan Antlaşması ile elde ettiği hakları 94 yıldır sabırla talep ediyor.

Bugüne kadar azınlık yöneticileri tarafından, tüm hükümetlerden azınlık sorunlarının çözümü nazik bir dille istendi. Ancak hiçbir hükümet konuya ciddiyetle eğilip, azınlık yöneticilerini bir masa etrafında toplayıp dinlemedi. Azınlığın eğitim, kimlik, müftülük, vakıflar ve ekonomi gibi birçok temel sorunu hala çözüm beklemekte. Hükümetler bu sorunları, azınlığın düşüncesine itibar etmeden aldıkları yeni kararlar ve çıkarttıkları yeni yasalarla daha da karmaşık hale getirmişlerdir.

Mevcut sorunların varlığını hem ulusal hem de uluslararası platformlarda ve kamuoyunda dile getiren azınlık kurum ve kuruluş başkanları ile belediye başkanlarından rahatsızlık duyan devlet, son dönemde azınlık temsilcileri üzerinde inanılmaz bir karalama kampanyası başlatarak, kamuoyunda aleyhte bir algı oluşturmak suretiyle konuları yargıya taşımakta ve yargı yolu ile baskı kurmaktadır. Gün geçmiyor ki, bir kurum başkanı hakkında soruşturma başlatılmasın ve ifadeye çağrılmasın.

Hele hele son olarak iş ilanı ile alakalı tüm girişimler prosedüre uygun olarak yapılmasına rağmen, Mustafçova Belediyesi Başkanı ile alakalı bir kaşık suda kopartılan fırtınaları anlamakta güçlük çekiyoruz.

Yine son günlerde şahit olduğumuz bir diğer olay da Rodop ve İskeçe illerindeki SİRİZA Partisi milletvekillerinin, azınlık kurumlarını hedef alan ve haksız eleştirilerin yöneltildiği yazılı açıklamadır. İskeçe Azınlık Ortaokul ve Lisesi ile azınlık okullarında görev yapan SÖPA mezunu öğretmen derneklerinin yaptığı girişim ve açıklamaların hedef alındığı söz konusu açıklamayla gerçek anlamda neyin hedeflendiğini anlamak mümkün değil. Yargı yoluna başvurmak veya bakana mektup göndermek ne zamandan beri “politik oyun” olarak nitelendirilmektedir? Sayın milletvekillerimizden azınlık eğitim kurumlarını eleştirmek ve icraatları hakkında yanlış algılamaya neden olacak girişimlerde bulunmak yerine yaklaşık 650 çocuğumuzun eğitim gördüğü eğitim kurumuna yeni bir okul binası yapılması için girişimlerde bulunmalarını beklediğimizi vurgulamak isteriz.

Azınlık artık güzel günler görmek istiyor. Mevcut sorunların karşılıklı yapılacak istişareler ile çok kolay çözüleceğine gönülden inanıyoruz. Sorunlarımızı çözmek için gerekli olan olay; iyi niyet ve hoşgörüdür. Bunun dışında azınlık sorunlarının çözümüne dönük, azınlığın önüne konulacak bir sandık ve yapılacak referandum yoluyla azınlık kendi çözümlerini sunabilir. Herkes sandıktan çıkacak sonuca razı olur.

Azınlığın yaşanan son ekonomik krizden etkilendiğini, bölgede kişi başına düşen gelirde bir adaletsizliğin olduğunu, bunun da kamuda istihdam edilen azınlık mensuplarının bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az olmasından kaynaklandığını defalarca dile getirdik.

Azınlık yetkililerini karalamakla, haklarında olumsuz algı yaratmakla çözüme katkı sunulmaz. Bu ancak toplumun daha çok gerilmesine neden olur. Boşuna enerji kaybıdır. Demokratik yollarla sorunlar çözüldüğünde herkes enerjisini bu ülkenin kalkınması ve demokratikleşmesi için harcayacaktır. Bundan kimsenin zerre kadar endişesi olmasın.

Sorunları daha da yokuşa sürmenin hiç kimseye faydası yoktur. Son zamanlarda gerek ulusal gerek ise uluslararası alanda birçok insan hakları savunucusu ve bizler gibi haksızlığa maruz kalmış birçok siyasi unsur partimizle işbirliği kurmuştur. Bunların sayısı her geçen gün artmakta ve aramızda güçlü bir dayanışma oluşmaktadır. Bu durum da bizlerin er veya geç önümüze konulan haksız siyasi barajı aşmamızı sağlayacak ve bizleri ulusal meclise taşıyacaktır. İşte o zaman bize güven duymakta zorlananlar, ülkemiz için yapacaklarımızı ve düşüncelerimizi gördüklerinde utanacaklardır. Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi en derin muhabbetlerimle selamlıyorum.

Saygılarımla
Mustafa Ali ÇAVUŞ
DEB Partisi Genel Başkanı