Genel Başkan yaptığı konuşmada; “Değerli Batı Trakya Türkleri sizleri saygıyla selâmlıyorum. Mikrofonun başına geçtiğimde hep güzel şeyler söylemek istiyorum. Ama maalesef güzel şeyler söyleyemeyeceğim. Hep şunu söylüyorum. Eğer güzel şeyler söylersen Batı Trakya Türklerini aldatmış olacağım.

Bizler 21’ci y.y. AB vatandaşı olarak ülkemizde 3. sınıf vatandaşı olmak istemiyor. Bizler vatandaşlık görevlerimizi devlete karşı yerine getiriyoruz. Eğer bizler vatandaşlık görevlerimizi yerine getiriyorsak burada eşit şartlar altından yaşamalıyız.

Batı Trakya’da son zamanlarda yaşanmış birkaç olumsuz örnekten bahsetmek istiyorum. Çünkü yaşanan olumsuz olaylar azınlığı derinden yaralamıştır. T.C. Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın eşleri Sayın Emine Erdoğan Batı Trakya’yı ziyareti esnasında bizim yıllardan beri oylarımızla desteklediğimiz insanlar, bütün partiler Gümülcine meydanında benim ırkımı soykırımla itham ettiler. Şimdi soruyorum, bütün partiler ve yetkilileri nasıl gelip de benim azınlığımdan oy isteyecekler? Nasıl size gelip azınlığa sizlerin sorunları çözeceğiz diyecekler. İyi niyet mi vardır bunda? Görüyoruz ki son zamanlar bir devlet politikası var. Ben sizlere şunu açık açık söylüyorum. Şunu hiç kimse göz ardı etmemelidir. Bu bir parti meselesi değildir. Azınlık davası ve devlet meselesidir. Diğer partilerdeki temsilcilerimiz bu dava uğrunda gerekli mücadelelerini veriyorlar ve ben buna yürekten inanıyorum.

Bizler birlik beraberlik içerisinde mücadele veriyoruz ve vereceğiz bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Ama 30 yıldan beri AB üyesi olan Yunan devleti azınlık konusunda adım atmaya korkuyor. Bende buradan bir çağrıda bulunuyorum. 1993 yılında %3’lük baraj getirilmiştir. Yunan devletine sesleniyorum, gelin bu barajı kaldırın. Gelin Batı Trakya Türklerinin hoşgörüsünü meclise yansıtalım. Eğer bugün o mecliste LAOS partisi varsa, DEB Partisi de olmak zorundadır”.