Bu ziyarette ABTTF Başkanı Halit Habipoğlu Genel Başkan Mustafa Ali Çavuş’a eşlik etti.
Konuk heyet Dernek Başkanı Özkan Reşit ve Yönetim Kurulu tarafından karşılanıp, büyük bir ilgi ile ağırlandılar. Dernek Başkanı Özkan Reşit, DEB Partisi Genel Başkanı’nı derneğinde ağırlamaktan son derece onur duyduklarını, böylesi ziyaretlerin kendilerini memnun ettiğini belirterek, sözü ABTTF Başkanı Halit Habipoğlu’na bıraktı.

ABTTF Başkanı Halit Habipoğlu konuşmasında DEB Partisi’nin ABTTF ile yapmış olduğu işbirliği protokolü çerçevesinde zaman zaman bir araya gelerek, istişare toplantıları yaptıklarını söyledi. Bu toplantılarda gelecek altı aylık programları görüştüklerini, planlamalar yaptıklarını ve sonra da uyguladıklarını belirtti. İşte böyle bir toplantıyı yapmak üzere Almanya’ya gelen DEB Partisi heyeti ile birlikte, Berlin’de Hıristiyan Birlik Partisi CDU'dan ilk Türk asıllı Federal Meclis Milletvekili seçilen hemşerimiz Cemile Yusuf’u tebrik edip, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın sorunlarını konuştuklarını ifade etti. DEB Partisi’nin Batı Trakya Türklerinin kurmuş olduğu dernekleri ziyaret ederek, Batı Trakya’daki siyasi gelişmeleri anlattıklarını, bu çerçevede Hannover Batı Trakya Türkleri Aile Birliği’ni de ziyaret ettiklerini söyleyerek, sözü Genel Başkan Mustafa Ali Çavuş’a bıraktı.

DEB Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş kendilerini çok sıcak karşılayan Dernek Başkanı Özkan Reşit’e, Yönetim Kurulu Üyelerine ve üyelere misafirperverliklerinden dolayı teşekkür ederek, sözlerine başladı. Batı Trakya’dan kendilerine kucak dolusu selamlar getirdiğini, ancak azınlık adına pek olumlu haberler getiremediği için çok üzgün olduğunu belirtti. Vatandaşı bulundukları ülkeye karşı tüm sorumluluklarını yerine getirdikleri halde ülkelerinin kendilerini pek sevemediğini, kendilerini muhatap almaktan sürekli kaçtığını, çözüm bekleyen onca sorun ortada durduğu halde, yeni sorunları üreten Yunanistan’ın, Avrupa insan hak ve hürriyetlerinden çok uzak bir noktada olduğunu söyledi. Yunanistan azınlığa karşı bu ilkel tutumunu ivedilikle terk ederek, Avrupa Dönem Başkanlığını yürüttüğü bu dönemde, gerçek bir Avrupa ülkesi gibi davranarak, çözümü çok kolay olduğu halde çözümsüzleştirilen sorunları bir çırpıda çözmek için, adım atmasının gerekliliğine vurgu yaparak, iyi niyet beklediklerini ifade etti. Dostluğu kurmanın, barışı ve eşitliği sağlamanın önündeki tüm engelleri kaldırmanın, Yunanistan için hiç zor olmadığını, bunu istemenin ve çok kültürlüğü bir zenginlik olarak görmenin dışında bir gayret gerekmediğini söyledi. Yunanistan’ın bağımsız milletvekili seçmenin önüne set koyarak, azınlık eğitimini yetersizleştirerek, gereksizleştirmeye çalışarak, dini inançlara saygıdan çok uzak bir tavır sergileyerek, azınlığın sahip olduğu vakıf mallarının yönetiminden, azınlık iradesini uzaklaştırarak, yarattığı mutsuz bir azınlığın Yunanistan için asla bir kazanç olamayacağını anlattı. Uluslar arası bir antlaşma ile var olan bir azınlık gerçeğini, yok saymanın kimseye fayda getirmeyeceğini, huzursuz ve verimsiz bir bölge yaratmaktan başka bir fayda sağlamayacağını, deve kuşu gibi başını kuma sokanların bir gün bu yaklaşımdan utanacaklarını, tarihe düşecek utanç sayfalarından yine o ülkenin gençlerinin etkileneceğini, bu duruma sessiz kalan Yunanlı aydınları ve entelektüelleri anlamakta güçlük çektiğini belirterek, kendisini sabırla dinleyen herkese çok teşekkür etti.