Untitled Document
GENEL BAŞKANIMIZ ESPELKAMP BATI TRAKYA TÜRKLERİ DAYANIŞMA DERNEĞİ’Nİ ZİYARET ETTİ 11.02.2014-11:07
8 Şubat Cumartesi günü Dostluk Eşitlik Barış Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş ile Genel Başkan Danışmanı Aydın Ahmet Espelkamp Batı Trakya Türk Kültür ve Dayanışma Derneği’ni ziyaret ettiler.
ABTTF Başkanı Halit Habipoğlu bu ziyarette Genel Başkan Mustafa Ali Çavuş’a eşlik etti.

Dernek Başkanı İbrahim Selamioğlu, Yönetim Kurulu Üyeleri ve üyeler tarafından karşılanan konuklar en iyi şekilde ağırlandılar. Dernek Başkanı, DEB Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş’u aralarında görmekten son derece memnun olduklarını, ilk defa gerçekleşen bu ziyaretin kendilerini heyecanlandırdığını belirterek sözü Halit Habipoğlu’na bıraktı.

ABTTF Başkanı Halit Habipoğlu da DEB Partisi ile güçlü bir işbirliği içinde olduklarını, dönem dönem bir araya gelerek geleceğe dönük planlar yaptıklarını belirtti. Birlikte Hıristiyan Birlik Partisi CDU’dan milletvekili seçilen hemşerimiz Cemile Yusuf’u ziyaret ettiklerini, uzun uzun Batı Trakya Türk Azınlığı’nın sorunlarını konuştuklarını söyledi. DEB Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş’un, Londra’daki 29 Ocak Milli Direniş Günü’ne katılmak, hemşerimiz milletvekili Cemile Yusuf’u tebrik etmek, ABTTF ile istişare toplantıları yapmak, Brüksel’de, Avrupa Parlamentosu’nda din özgürlüğü ile alâkalı bir iki toplantıya katılmak ve Batı Trakyalılarla buluşmak ve sorunları paylaşmak üzere Almanya’ya geldiğini söyleyerek, sözü Genel Başkan’a bıraktı.

DEB Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş da Dernek Başkanı İbrahim Salihoğlunu, Yönetim Kurulu Üyelerini ve üyeleri en kalbi duygularla selamlayarak, ilk defa geldiği bir dernek olması hasebiyle, kendini ve partisini tanıttı.

Batı Trakya Türk Azınlığı’nda kronikleşmiş ve Batı Trakyalıları başka diyarlara göçe zorlayan sebeplerin aynen devam ettiğini, hatta yenilerinin aralıksız yanlarına ilave olarak, sorunların bir çığ gibi büyüdüğünü ve içinden çıkılmaz bir hal aldığını belirtti. Kendilerine hayırlı ve sevinç kaynağı olacak muştular vermek istediğini, ancak tablonun vahim olmasının bunu engellediğini ifade etti. Kimliğimiz tanınmadığı gibi eğitim ve inanç özgürlüğümüzün de durmaksızın darbe aldığını örnekleriyle anlattı. Bağımsız siyaset yapabilmelerine olanak tanınmadığını, vatandaşlık bağı ile bağlı bulundukları ülke tarafından muhatap alınmadıklarını ve kendilerine danışılmadan, kendileri ile ilgili kararlar alındığını anlattı. Bu tutum ve davranışın Avrupa demokrasisinden çok uzak olduğunu, uzlaşmacı ve sahiplenici bir tavrı yıllardır ülkeleri Yunanistan’dan beklediklerini, fakat her defasında sukutu hayale uğradıklarını beyan etti. Azınlık insanının ekonomik buhranla birlikte daralan tahammül sınırlarının zorlandığını, baş tacı edilen sabrın çok uzak mesafelere taşınamayacağını, 1988 öncesi bir tavır ve tutum içinde olan Yunanistan’ın, AB dönem başkanlığı sürecinde ivedilikle Avrupa hak ve hürriyetleri çerçevesinde hareket etmeye davet ettiklerini belirtti. Azınlığın Yunanistan’a bırakılış belgesi olan Lozan’da, kendilerine vaat edilenlerden başka bir şey istemediklerini, amaçlarının ülkelerinde huzur içinde eşit vatandaş ilkelerine dayalı bir yaşam sürmek olduğunu anlattı. Çocuklarımıza mutlu yaşayacakları bir gelecek bırakmak adına bir uğraş verdiklerini, gençlerin neden hakkınızı aramadınız feryadına muhatap olmamak adına çırpındıklarını ifade etti. ABTTF ile yapılan protokol çerçevesinde iyi işler yapmaya gayret ettiklerini, her iki kurumun da daha güçlü bir yapıya kavuşması için halkımızın dayanışma içinde her iki kuruma da destek olmalarının gerektiğini vurguladı. Kendisini sabırla dinleyen herkese teşekkür etti.
Haberle İlgili Fotoğraflar
Sosyal Ağlar