Bu ziyarette Genel Başkan Mustafa Ali Çavuş’a DEB Partisi Yönetim Kurulu Üyesi Koray Hasan, Merkez Yürütme Kurulu Üyesi İlhan Mehmet, Genel Başkan Danışmanı Aydın Ahmet, Halkla İlişkiler Birimi’nden Serkan Halil ve Sedat Ali eşlik ettiler.

Genel Başkan Mustafa Ali Çavuş yaptığı konuşmada, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın haklı talepleri ve sorunlarının ülkemiz Yunanistan tarafından dikkate alınmadığını, mevcut sorunlara Yunanistan’ın sürekli yeni sorunlar taşıdığını, bunca olumsuz koşullara ekonomik krizin de eklenmesi, azınlık insanını çok zor durumda bıraktığını söyledi. “240 İmam Yasası” ile azınlığın inanç özgürlüğüne büyük bir darbe vurulduğunu, eğitim özerkliğinin sürekli baltalandığını, kamuda görev verilmeyen üniversitelerden mezun olmuş gençlerimizin çiftçiliğe mahkum edildiğini ifade etti. Bunca haksızlığa rağmen uzun yıllar azınlığın büyük partilerde siyaset yapmaya çalıştığını, ancak bugüne kadar bu yöntemle haklar bağlamında ufak bir ilerleme dahi gerçekleşmediğini, sürekli azınlık insanının kandırıldığını anlattı. Artık azınlığın farklı bir yol izlemek zorunda olduğunu, memnuniyetsizliğin farklı bir şekilde ifade edilmesi gerektiğini, bu sebeple bir seçime girerek, halkımızın tepkisini sandığa yansıtmanın doğru olacağını ifade etti.

Ayazma Köyü halkı da alınan bu kararı çok olumlu bulduklarını, hatta bunun için geç bile kalındığını, birçok sorunlarının bulunduğunu, bu sorunlarını defalarca devlet yetkililerine iletmelerine rağmen kendileriyle kimsenin ilgilenmediğini belirttiler. Özellikle son haftalarda dört açık arkalı araba diye tabir edilen, çiftçi arabasının çalındığını, çalınan arabalar hususunda devlet yetkililerinin kaygısız kaldığını, bu konuda civar köylerin de muzdarip olduklarını dile getirdiler.

Köylerinin en büyük sorununun su sorunu olduğunu, yaklaşık altı yıl önce köylerine vurulan artezyende su bulunmasına rağmen, suyun köylülere verilmesi konusunda yetkililerinin bir adım atmadığını ifade ettiler.

Ayrıca köylerinin dağ eteğinde bulunmasına ve birçok köy sakininin büyükbaş hayvancılık ile uğraşmasına rağmen, köylerinin ova köyü gösterilmesinden dolayı gerektiği gibi hayvan yetiştiricilerine verilen destekleme primlerinden yararlanamadıklarını, bu sorunlarını da dile getirmelerine karşın, herhangi bir düzeltme yapılmadığını ifade ettiler.

Ehliyet sınavlarında kolaylık sağlanması bakımından birçok dil bulunmasına karşın, neden Türkçe dilinin konulmadığını, Eski Sovyetler Birliği’nden getirilen göçmenler için Rusça dilinin kullanıldığını, aynı kolaylığın neden azınlık insanı için düşünülmediğini sorguladılar.