Untitled Document
KINAMA 23.04.2012-18:43
Batı Trakya Türkü bir azınlık olarak hakkı olan onca haklardan mahrum bırakılırken ne bu ülkenin aydınları ne de din adamları hiç ses çıkarmadılar.
Batı Trakya Türkü’ne 1994 yılına kadar ev tapu izni, ev tamir izni verilmedi. Kaçak yapılarla ilgili Eski Sovyetler Birliği’nden gelen göçmenlere uygulanacak cezada %80’lik bir indirimi öngören yasaya, Batı Trakya Türkü’nün dahil edilmesi, bölgemizin değerli din adamlarını rahatsız etmiş görünüyor. Bu rahatsızlıklarını dile getiren bir mektubu hem Cumhurbaşkanı’na hem Βaşbakan’a göndermişler. Din adamlarının görevi yasalar karşısında haksızlığa uğramış olanların yanında yer almak ve ilahi adalet için savaşmak olmalıdır.
Bu yasa, onların tabiriyle geç saatlerde, milletvekillerinin etkisizleştiği bir saatte geçmiş bile olsa, hem Yunan meclisini hem de Yunan Halkı’nı vicdanen rahatlatmıştır. Geç bile olsa vicdanları rahatlatacak bir adaletin tecellisidir. Trakya sizlerin dediği gibi ne bir mağduriyet bölgesidir ne de sizler zor şartlarda hizmet veren din görevlilerisiniz.

Bu değişiklik ne anayasaya aykırıdır ne sizlerin iddia ettiği gibi yıllardan beri kurduğunuz haksız düzeni yıkıyor, ne de Hristiyanların ve Müslümanların bir arada yaşama modelini bozuyor. Bilakis bugüne kadar kurulamayan eşitlik düzeninin kurulmasına bir nebze olsun yardımcı olacaktır.

Parlementer sistem, demokrasilerle yönetilen ülkelerde en itibarlı sistemdir. Azınlık olarak bu sisteme inancımız geniş bir adaletin uygulanması ve eşitliğin sağlanması ile mümkündür. Bir haksızlığın ortadan kaldırılması bölgenin dört metropolitini nasıl rahatsız eder anlamakta güçlük çekiyoruz.

Bakanın, bu yasayı neden Trakya ve Azınlık’la sınırladığının cevabı gayet açıktır. Haksızlık bu bölgede ve Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığına yapılmıştır. Aslında bakan, Trakya’yı ulusal vücudun geri kalanından farklılaştırmıyor. Bilakis ulusal vücudun dışına itilmiş bir bölgeyi sistemin içine almaya gayret gösteriyor.
Aynı topraklara bastığımız, aynı havayı soluduğumuz ve sınır bölgemizin ortak kaderini paylaştığımız doğrudur. Doğru olmayan önemli din adamlarının bir haksızlığın giderilmesine karşı çıkmalarıdır.

Bizler de DEB Partisi olarak vurgulamak isteriz ki; bölgede uyumun ve barışın sağlanması, kalkınma ve dayanışma, elele ilerlemek, haksızlıkların ortadan kaldırılması ve din, dil ayırmaksızın geniş bir adaletin bölgemize yerleşip uygulanması ile mümkündür.

Bizim savaşımız ise, dostluğun, eşitliğin ve barışın sağlanması için olacaktır. Herkes bilmeli ki, bizim dinimiz kardeşliği ve insanlara rengine, diline, dinine bakmaksızın sevgi beslemeyi emrediyor.

DEB Partisi
Sosyal Ağlar