Üç Başkan da Batı Trakya Türklerinin 29 Ocak 1988’e kadar azınlık ve vatandaşlık haklarından nasıl mahrum bırakıldıklarını örnekleriyle anlattılar. 1923’te Batı Trakya Türklerinin %85 topraklara sahip iken bugün %24’üne sahip olmaları geçen süre içinde bu tablonun, yaşanan baskıları çok iyi özetlediğinin altı çizildi. 29 Ocak Milli Direniş Günü’nü gençlerin özellikle çok iyi irdelemesi gerektiğine dikkat çekildi.

Yıllarca tarıma bağlı azınlığa nasıl traktör dahi kullandırılmadığını, nasıl evleri için tamirat izni verilmediğini, Lozan’dan doğan eğitim ve inanç özerkliğine nasıl darbe vurulduğunu, insanların nasıl göçe ve asimilasyona zorlandığını, vatandaşlık yasasının 19. Maddesine dayanarak 60.000 insanımızın keyfi uygulamalarla nasıl vatandaşlıktan atıldığını, isminde “Türk ” kelimesi geçen köklü ve tarihi derneklerin mahkeme kararı ile nasıl kapatıldığını ve açıktan kimlik inkârına nasıl gidildiğini tüm ayrıntıları ile anlattılar. İki yıl sonra Milli Direniş Günü’nü anmak isteyen insanımıza nasıl saldırıldığını ve Gümülcine merkezinde esnaflarımızın dükkânlarını nasıl yağmaladıklarını ifade ettiler.

Ayrıca Genel Başkan Mustafa Ali Çavuş, bugün azınlık üzerinde uygulanan devlet politikasının değişmediğini, bu sebeple DEB Partisi olarak tüm sorunları içeren bir imza kampanyası başlattıklarının altını çizdi. Yeni açtıkları DEB Partisi Genel Merkezi’nin hazırlanması sırasında 8 Aralık günü nasıl saldırıya uğradıklarını ve oluşturdukları Dr. Sadık Ahmet köşesinden rahmetli liderimizin kaza yaptığı aracın nasıl çalındığını anlattı.

Genel Başkan uysal bir azınlık olarak sorunlarını siyaset ve yasalar çerçevesinde çözmeye çalıştıklarını, uğradıkları haksızlıkları özgürce dile getirmek istediklerini, hoşgörü kültürünü besleyerek birlikte huzur içinde yaşama arzularını söyledi. Ekonomik kriz sebebiyle gençlerin bölgeyi terk etmelerinden duydukları rahatsızlığı dile getirerek, bu hususta acil önlemler alınması gerektiğinin altını çizdi.

Bugün sahip oldukları imkânları 29 Ocak 1988’de Milli Direniş Günü’nü yapanlara borçlu olduklarını, bu sebeple kendilerini her zaman minnetle andıklarını ve vefat edenleri rahmetle yad ettiklerini anlattı. Son olarak bugün farklı siyasi partilerdeki Türk Milletvekillerinin azınlığımıza uygulanan haksız uygulamalardan rahatsızlık duymaları halinde, DEB Partisi’ne geçebileceklerini, geçmeleri durumunda Genel Başkanlığı dahi kendilerine bırakabileceğini belirtti.